Rüzgara;
İçindeki yağmurun sesini dinlerken uzaklaşan o rüzgar sesini ne kadar özlediğini farketti...Düşler zamanın izlerinden nasibini almışsa da eski şarkıların ezgisi yüreğini kaplamıştı...Sustu ve geri gelmesi için tanrıya dua etti.Eğer ortada bir mucize varsa, yaşamındaki insanlar olduğunu artık biliyordu.Bir sokaktan sessizce geçerken kulağına yeniden o rüzgarın kahkahası gelmişti,adeta.
...
Küçücük penceresine doğru koştu.Buğuluydu.Perdeleri açtı ama yetmiyordu.Artık pencereleri açmalıydı.Orda öylece durmanın anlamsız olduğunu anlamışcasına pencereyi açtı.Ilık rüzgar usulca sarmıştı bedenini, kucaklarcasına.Güneş selamlamıştı.Bulutlar göz kırpmıştı...
...
Artık o da huzurluydu...
20 Mart 2009 Cuma
9 Şubat 2009 Pazartesi
...
Hayat akıp giderken biz de kaybolduk...Masallarla avuttuk kendimizi. Değişen pek bir şey olmasa da rüzgar savurmuştu, kıyıya.
Bakarken gözlerine kendimi arıyordum, belki de. Her ne kadar bakmak kolay olmasa da... İçimdeki çocuğu büyütmeye çalıştım belki de... Ama orda olmadığımı anladım. Var olmamın sebebini çözmeye yetmese de...
Neden hayallere dokunmak bu kadar imkansız?
Her şey o fotoğraf kadar silik...yıpranmış...
Bakarken resmine aksimi gördüm buğulu çerçevede. Bazı şeyler benzese de...
Yağmur yağıyor yine... Bak işte!... İşte, kıyıya vuran umutlarımız!... Sadece benim...
Bakarken gözlerine kendimi arıyordum, belki de. Her ne kadar bakmak kolay olmasa da... İçimdeki çocuğu büyütmeye çalıştım belki de... Ama orda olmadığımı anladım. Var olmamın sebebini çözmeye yetmese de...
Neden hayallere dokunmak bu kadar imkansız?
Her şey o fotoğraf kadar silik...yıpranmış...
Bakarken resmine aksimi gördüm buğulu çerçevede. Bazı şeyler benzese de...
Yağmur yağıyor yine... Bak işte!... İşte, kıyıya vuran umutlarımız!... Sadece benim...
1 Şubat 2009 Pazar
It's hard to say goodbye
There's something in your eyes that's far too revealing Why must it be like this a love without feelin' Something is wrong with you I know I see it in your eyes Believe me when I say It's gonna be okay I told you from the start I won't be demanding I won't be demanding If you have a change of heart I'll be understanding I'll be understanding When love becomes a broken heart and dreams begin to die Believe me when I say We'll work it out some way I'll never try to hold you back I wouldn't try controlling you If it's what you want It's what I want I want what's best for you And if there's something else that you're looking for I'll be the first to help you try Believe me when I say It's hard to say goodbye We've lost that loving touch we used to feel so much I try to hide the truth that's in my eyes The love without feeling But when I feel we're not in love, I know I'm losing you Believe when I say We'll work it out some way I'll never try to hold you back I wouldn't try controlling you If it's what you want It's what I want I want what's best for you And if there's something else that you're looking for I'll be the first to help you try Believe me when I say It's hard to say goodbye Don't say goodbye If it's what you want It's what I want I want what's best for you I'll never try to hold you back I wouldn't try controlling you If it's what you want It's what I want I want what's best for you And if there's something else that you're looking for I'll be the first to help you try Believe me when I say It's hard to say goodbye I'll never try to hold you back I wouldn't try controlling you If it's what you want It's what I want I want what's best for you And if there's something else that you're looking for I'll be the first to help you try
Celine Dion-Paul Anka
Celine Dion-Paul Anka
30 Ocak 2009 Cuma
Ardımda kalanlar
O yabancıya;
Küçük bir kız çocuğu vardı,susan. Gözlerinde gizlenmiş hüznün son dalgası, zaman zaman duruluyordu. Herşeye rağmen küçük bir çocuktu. Büyümeye direniyordu,belki de. Aslında suskunluğu her şeyi anlatıyordu. Bir gülümsemesi yeterdi, haykırışlarının duyulabilmesi için.
Yine de yaşıyordu. Ne de olsa hayat devam ediyordu. Başta hayatı izledi hep. İnsanların umursamazlıkları, kullanışları, riyakarlıkları midesini bulandırdı sonra. Çünkü hayatta hep yerine koydu birini...
Dedim ya küçük bir çocuktu daha. Gözlerini açması o kadar kolay olmadı.
Gökyüzüne bakardı, yıldızları seyrederdi hep. Sönmüş yıldızlar onun için bir umuttu belki de. Umutları denizin dibini boylamıştı,tutunmaya çalışırken hayallere. Mehtaplı bir gecede yakamozu seyretmek vazgeçilmez bir tutkusu olmuştu.
Gidenlerin yerine birini koymak kolay olmadı hiçbir zaman. Yine de değiştiremezdi bunu. Bir şekilde öğreniyordu, silkinerek kalkmayı. Defalarca düştü. Kanarken dizleri avuçlarına baktı,kalbine götürdü. Yerindeydi ama bu sefer parçalanmıştı,sanki. Yapıştırması uzun sürmedi yine de.
Buğulu bir dünyada terkedilmişti, çocukluğu. Gitme de diyemezdi. Ardında kalanlara baktı, son bir kez. Rüzgar yine kulağına o ezgiyi fısıldamıştı...Yakamoz her zamankinden daha da parlaktı yıldızlara göre...
Ve o küçük kız büyüdü. Zaman zaman baksa da ardına artık o da biliyor, parlamadan sönmeyi....
Küçük bir kız çocuğu vardı,susan. Gözlerinde gizlenmiş hüznün son dalgası, zaman zaman duruluyordu. Herşeye rağmen küçük bir çocuktu. Büyümeye direniyordu,belki de. Aslında suskunluğu her şeyi anlatıyordu. Bir gülümsemesi yeterdi, haykırışlarının duyulabilmesi için.
Yine de yaşıyordu. Ne de olsa hayat devam ediyordu. Başta hayatı izledi hep. İnsanların umursamazlıkları, kullanışları, riyakarlıkları midesini bulandırdı sonra. Çünkü hayatta hep yerine koydu birini...
Dedim ya küçük bir çocuktu daha. Gözlerini açması o kadar kolay olmadı.
Gökyüzüne bakardı, yıldızları seyrederdi hep. Sönmüş yıldızlar onun için bir umuttu belki de. Umutları denizin dibini boylamıştı,tutunmaya çalışırken hayallere. Mehtaplı bir gecede yakamozu seyretmek vazgeçilmez bir tutkusu olmuştu.
Gidenlerin yerine birini koymak kolay olmadı hiçbir zaman. Yine de değiştiremezdi bunu. Bir şekilde öğreniyordu, silkinerek kalkmayı. Defalarca düştü. Kanarken dizleri avuçlarına baktı,kalbine götürdü. Yerindeydi ama bu sefer parçalanmıştı,sanki. Yapıştırması uzun sürmedi yine de.
Buğulu bir dünyada terkedilmişti, çocukluğu. Gitme de diyemezdi. Ardında kalanlara baktı, son bir kez. Rüzgar yine kulağına o ezgiyi fısıldamıştı...Yakamoz her zamankinden daha da parlaktı yıldızlara göre...
Ve o küçük kız büyüdü. Zaman zaman baksa da ardına artık o da biliyor, parlamadan sönmeyi....
28 Ocak 2009 Çarşamba
Dünya
Phiadelia'nın katkılarıyla;
Çılgınlıksa seni sevmek,kaybolan ruhumu geri getirmekse ölmek,İstanbul'un sessiz kalbinde ağlıyor umutlarım. Dökülüyor her damla bir dilekle ellerimi ıslatıyor. Zamansız ayrılıkların eşiğinde kendimi sende bulurum her seferinde. Bir anın sessizliğidir paylaştığımız çoğu kere...
Çisil çisil gözlerinin suskunluğunda aslında çığlıklara gömülü çığlıklar coşar, sağar eder beni artık kaybederim kendimi sende...
Karanlık ruhumun gölgesinde sararım seni...
Aşk ruhumun içinde yaşarken, ruh dünyada bedenin içinde yaşar. Ruhum aşkımla birlikte sonsuzlukta buluşurken, her bakış dokunuştur kalbime. Saklarım seni, ruhuma hapsederim bakışlarını, yüreğime dokunur her feryadın.
Üşüyorum... Üşüyorum sensizliğimde!
Yağmur haykırıyor duygularımı sessizliğe. Hissediyorum hayatı en yüce duygularda, en büyük sevgilerde, aşkını yitirsem bile...
Yağmur kirlenmiş ruhumu temizlemeye yetmiyor, yetmiyor işte!... Bu karanlık, bu sessizlik beni delirtiyor. Dokunmak istiyorum umutlarıma, umutlarım bana isyan ediyor. Sensizliği unutmak istiyorum. Kovmak istiyorum yanlızlığı, bir çırpıda atmak istiyorum o zavallı bedenimi...
Bırak kendini hayata, yakalarcasına bir anın üzerindeki etkisini...
Bırak bedenimi, bırak ruhumu özgürlüğümde bulsun seni.
Kapıyı aç uzaklardan geldim, üşüyorum...
Yitirdim, kollarımda can verdi mutluluğum...
Aşkla yıkansın ruhum, hiç durmasın bu kan, dağılsın anılar, unutulsun dünya; dünya beni sende bulsun.
Çılgınlıksa seni sevmek,kaybolan ruhumu geri getirmekse ölmek,İstanbul'un sessiz kalbinde ağlıyor umutlarım. Dökülüyor her damla bir dilekle ellerimi ıslatıyor. Zamansız ayrılıkların eşiğinde kendimi sende bulurum her seferinde. Bir anın sessizliğidir paylaştığımız çoğu kere...
Çisil çisil gözlerinin suskunluğunda aslında çığlıklara gömülü çığlıklar coşar, sağar eder beni artık kaybederim kendimi sende...
Karanlık ruhumun gölgesinde sararım seni...
Aşk ruhumun içinde yaşarken, ruh dünyada bedenin içinde yaşar. Ruhum aşkımla birlikte sonsuzlukta buluşurken, her bakış dokunuştur kalbime. Saklarım seni, ruhuma hapsederim bakışlarını, yüreğime dokunur her feryadın.
Üşüyorum... Üşüyorum sensizliğimde!
Yağmur haykırıyor duygularımı sessizliğe. Hissediyorum hayatı en yüce duygularda, en büyük sevgilerde, aşkını yitirsem bile...
Yağmur kirlenmiş ruhumu temizlemeye yetmiyor, yetmiyor işte!... Bu karanlık, bu sessizlik beni delirtiyor. Dokunmak istiyorum umutlarıma, umutlarım bana isyan ediyor. Sensizliği unutmak istiyorum. Kovmak istiyorum yanlızlığı, bir çırpıda atmak istiyorum o zavallı bedenimi...
Bırak kendini hayata, yakalarcasına bir anın üzerindeki etkisini...
Bırak bedenimi, bırak ruhumu özgürlüğümde bulsun seni.
Kapıyı aç uzaklardan geldim, üşüyorum...
Yitirdim, kollarımda can verdi mutluluğum...
Aşkla yıkansın ruhum, hiç durmasın bu kan, dağılsın anılar, unutulsun dünya; dünya beni sende bulsun.
23 Ocak 2009 Cuma
Seni buluncaya kadar
Lanet olası gölgelerde parçaladım ruhumu. Rüzgar, benliğime sinen kan kokusunu alamamıştı üstümden. Hiçbir şey alamazdı da...Can çekişen ruhum yoktu artık,hayatta. Olamazdı da... Çoktan kendi cehenneminde yanmıştı. Küflenmiş umutlarım çoktan terketmişti onu. Ayışığı artık gecelerimi aydınlatamazdı. Hiçbir şey, hiç kimse döndüremezdi artık! Dünya yıkılsa, hatta o bile kendi cehenneminde yansa umrumda değildi. Her şeyin, hepsinin canı cehenneme!
Avuçlarım kanıyor! Çatlayan dudaklarımdaki o tuhaf gülümseme anlatmıyor mu? Sessizlik, çok fazla...çok fazla... Ağaçlar dansetmiyor. Onlar da terkettiler. Her şey kendi bataklığına gömüldü.
Şu kahrolası yağmur neden böyle bir zamanda yağar ki? Rüzgar neden böyle bir zamanda eser? Neden ağaçlar...? Neden? Etraf neden bu kadar aydınlık? Oysa ben...ben...Kahretsin! Başaramadım,yine. Bu sefer... bu sefer lanetimin gölgesinde yaşarken seni buldu gözlerim. Küçük bir dokunuşla değişti her şey...Ruhun, parçalanan ruhumun yerini aldı. Küçük bir çocuk gibi benle büyüyor.
Avuçlarım kanıyor! Çatlayan dudaklarımdaki o tuhaf gülümseme anlatmıyor mu? Sessizlik, çok fazla...çok fazla... Ağaçlar dansetmiyor. Onlar da terkettiler. Her şey kendi bataklığına gömüldü.
Şu kahrolası yağmur neden böyle bir zamanda yağar ki? Rüzgar neden böyle bir zamanda eser? Neden ağaçlar...? Neden? Etraf neden bu kadar aydınlık? Oysa ben...ben...Kahretsin! Başaramadım,yine. Bu sefer... bu sefer lanetimin gölgesinde yaşarken seni buldu gözlerim. Küçük bir dokunuşla değişti her şey...Ruhun, parçalanan ruhumun yerini aldı. Küçük bir çocuk gibi benle büyüyor.
DUVAR
Hayatımda aslında normalde inanmadığım, belki de ısrarla inanmak istemediğim bir insanın duygularını taşıyordum. O duyguları tam anlamıyla hiç yaşamamışken, kaybolduğumu sandığım bir anda çıkmazda buldum kendimi. Aslında geri dönüş yolunu bildiğim halde defalarca sordum,geri dönmeyi gerçekten istiyor musun, diye. Defalarca...defalarca...
Orda öylece kaldım. Saatlerce duvarı seyrettim. Sanki,sanki önümde duran duvar değil de... Ama o da ne? Şimdi önümde duran duvara ne oldu? Arkama baktım. Duvar ordaydı. Orda öylece duruyordu. Oysa daha demin önümdeydi. Rüzgar susmuş,cennet kapılarını açmıştı,sanki. Şekerini düşürmüş küçük bir kız çocuğu gibi çaresizdim. Ne geriye adım atabildim, ne de ileriye... Öylece durdum...durdum...durdum. Rüzgar esmeye başladı. Ağaçlar yüzyılın şarkısını fısıldıyordu. Gökyüzü eskisinden de maviydi.
Ve işte o an...Bana doğru gelen o yabancı! Aslında çok tanıdığım bir ifade...Gülümsüyordu.
Orda öylece kaldım. Saatlerce duvarı seyrettim. Sanki,sanki önümde duran duvar değil de... Ama o da ne? Şimdi önümde duran duvara ne oldu? Arkama baktım. Duvar ordaydı. Orda öylece duruyordu. Oysa daha demin önümdeydi. Rüzgar susmuş,cennet kapılarını açmıştı,sanki. Şekerini düşürmüş küçük bir kız çocuğu gibi çaresizdim. Ne geriye adım atabildim, ne de ileriye... Öylece durdum...durdum...durdum. Rüzgar esmeye başladı. Ağaçlar yüzyılın şarkısını fısıldıyordu. Gökyüzü eskisinden de maviydi.
Ve işte o an...Bana doğru gelen o yabancı! Aslında çok tanıdığım bir ifade...Gülümsüyordu.
13 Ocak 2009 Salı
Aşk masalı
Phiadelia'ya.........
Hatırlar mısın yağmur altında tanıştığımız o günü? Hani birbirimize çarpıp çamura bulanmıştık.Sende o sımsıcak gülüşünle yüreğimi ısıtmıştın.Biliyor musun,o anda gözlerinin ardındaki o mavi dünyaya yolculuk etmek isterdim.Şimdi seni o kadar çok özlüyorum ki...
Dün bir rüya gördüm ki gerçek olması için tanrıya yalvardım.Ama ne kadar yalvarsam da anlamsızdı.Çünkü sen çoktan gitmiştin.
Seni kaybetmenin acısı yüreğimde derin darbelerin izlerini bıraktı! Kapanması zor yaralar ve boğazımda düğümlenen her kelime ama her kelime...Senin anlatmak ne kadar zormuş, meğer...meğer bütün hayatım senin eserinmiş...
Dün seni gördüm yine gülümsüyordun bana.Rüzgarda dağılan saçların ve o ışık...o ışık beni geçmişe sürüklüyordu..Sonbahar yapraklarını dökmüştü.Artık sana söylemenin zamanı gelmişti.Ama nasıl...nasıl? Ne yapacağımı aslında söze nasıl başlayacağımı bilmiyordum ve yine nasıl oldu da sana pat diye söyledim...Ellerim titriyordu...Buz kesmiştim adeta...kelimelerin boğazımda düğümlendiği an... 'Ben..eee...Bbb..Benimle eee...evlenir...misin?' Verdiğin cevap hayatımda duyduğum en güzel sözlerdendi.Hatırlıyor musundüğünden önce seni gelinliğin içinde görmek için ne kadar çok uğraşmıştım.Ama her defasında her zamanki gibi sen kazanmıştın,meleğim.
Düğün gününde peri masallarında anlattıkları prensese o kadar çok benziyordun ki...Bugün hiç bitmesindi.Üşüyorum...Elimi uzatsam yine tutar mısın eskiden olduğu gibi? Yorgunum...Artık..artık bu acıya dayanamıyorum! Geceler karabasan gibi üzerime yürüyor!Düşlemek yetmiyor..yetmiyor işte!Kim bilir nerdesin? Beni duyuyor musun, acaba?Bu yorgun bedenim taşımıyor, artık!Yanında olmak istiyorum!
Hala bir umudum var.Belki bir gün yine...bilmiyorum.Dileklerimin gerçekleşeceğine inanıyorum.Eğer..eğer seni bulursam,bu sefer kaybetmeyeceğim!Beni duyuyorsan bilmeni istiyorum.Seni seviyorum.Seni hatırladıkça sana olan sevgim günden güne daha da artıyor.Bıralım bu aşk bir güvercin olsun.Bırakalım ki sonsuzluğa uçsun...Masalken gerçek sonsuzluğa ulaşsın...
Gözlerim kapalı yine seni hayal ediyorum, bugün.Bazı melodiler geliyor aklıma.Çok yakın...bu soğukluk...hissediyorum yine...bu sefer daha da yakın.Sesleri duyuyorum... kahkaha seslerini...çok yakın.Perdeler uçuşuyor.Bir ışık görüyorum ama bu sefer farklı sanki...sanki ellerin ellerime değiyor...hissediyorum.Zamanı geldi artık.Sonsuzluğa uçuyoruz senle birlikte...
Hatırlar mısın yağmur altında tanıştığımız o günü? Hani birbirimize çarpıp çamura bulanmıştık.Sende o sımsıcak gülüşünle yüreğimi ısıtmıştın.Biliyor musun,o anda gözlerinin ardındaki o mavi dünyaya yolculuk etmek isterdim.Şimdi seni o kadar çok özlüyorum ki...
Dün bir rüya gördüm ki gerçek olması için tanrıya yalvardım.Ama ne kadar yalvarsam da anlamsızdı.Çünkü sen çoktan gitmiştin.
Seni kaybetmenin acısı yüreğimde derin darbelerin izlerini bıraktı! Kapanması zor yaralar ve boğazımda düğümlenen her kelime ama her kelime...Senin anlatmak ne kadar zormuş, meğer...meğer bütün hayatım senin eserinmiş...
Dün seni gördüm yine gülümsüyordun bana.Rüzgarda dağılan saçların ve o ışık...o ışık beni geçmişe sürüklüyordu..Sonbahar yapraklarını dökmüştü.Artık sana söylemenin zamanı gelmişti.Ama nasıl...nasıl? Ne yapacağımı aslında söze nasıl başlayacağımı bilmiyordum ve yine nasıl oldu da sana pat diye söyledim...Ellerim titriyordu...Buz kesmiştim adeta...kelimelerin boğazımda düğümlendiği an... 'Ben..eee...Bbb..Benimle eee...evlenir...misin?' Verdiğin cevap hayatımda duyduğum en güzel sözlerdendi.Hatırlıyor musundüğünden önce seni gelinliğin içinde görmek için ne kadar çok uğraşmıştım.Ama her defasında her zamanki gibi sen kazanmıştın,meleğim.
Düğün gününde peri masallarında anlattıkları prensese o kadar çok benziyordun ki...Bugün hiç bitmesindi.Üşüyorum...Elimi uzatsam yine tutar mısın eskiden olduğu gibi? Yorgunum...Artık..artık bu acıya dayanamıyorum! Geceler karabasan gibi üzerime yürüyor!Düşlemek yetmiyor..yetmiyor işte!Kim bilir nerdesin? Beni duyuyor musun, acaba?Bu yorgun bedenim taşımıyor, artık!Yanında olmak istiyorum!
Hala bir umudum var.Belki bir gün yine...bilmiyorum.Dileklerimin gerçekleşeceğine inanıyorum.Eğer..eğer seni bulursam,bu sefer kaybetmeyeceğim!Beni duyuyorsan bilmeni istiyorum.Seni seviyorum.Seni hatırladıkça sana olan sevgim günden güne daha da artıyor.Bıralım bu aşk bir güvercin olsun.Bırakalım ki sonsuzluğa uçsun...Masalken gerçek sonsuzluğa ulaşsın...
Gözlerim kapalı yine seni hayal ediyorum, bugün.Bazı melodiler geliyor aklıma.Çok yakın...bu soğukluk...hissediyorum yine...bu sefer daha da yakın.Sesleri duyuyorum... kahkaha seslerini...çok yakın.Perdeler uçuşuyor.Bir ışık görüyorum ama bu sefer farklı sanki...sanki ellerin ellerime değiyor...hissediyorum.Zamanı geldi artık.Sonsuzluğa uçuyoruz senle birlikte...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)