23 Ocak 2009 Cuma

Seni buluncaya kadar

Lanet olası gölgelerde parçaladım ruhumu. Rüzgar, benliğime sinen kan kokusunu alamamıştı üstümden. Hiçbir şey alamazdı da...Can çekişen ruhum yoktu artık,hayatta. Olamazdı da... Çoktan kendi cehenneminde yanmıştı. Küflenmiş umutlarım çoktan terketmişti onu. Ayışığı artık gecelerimi aydınlatamazdı. Hiçbir şey, hiç kimse döndüremezdi artık! Dünya yıkılsa, hatta o bile kendi cehenneminde yansa umrumda değildi. Her şeyin, hepsinin canı cehenneme!
Avuçlarım kanıyor! Çatlayan dudaklarımdaki o tuhaf gülümseme anlatmıyor mu? Sessizlik, çok fazla...çok fazla... Ağaçlar dansetmiyor. Onlar da terkettiler. Her şey kendi bataklığına gömüldü.
Şu kahrolası yağmur neden böyle bir zamanda yağar ki? Rüzgar neden böyle bir zamanda eser? Neden ağaçlar...? Neden? Etraf neden bu kadar aydınlık? Oysa ben...ben...Kahretsin! Başaramadım,yine. Bu sefer... bu sefer lanetimin gölgesinde yaşarken seni buldu gözlerim. Küçük bir dokunuşla değişti her şey...Ruhun, parçalanan ruhumun yerini aldı. Küçük bir çocuk gibi benle büyüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder